-
1 ileri
1. subst Vorderraum m; Vorderteil m, n; Vorderseite f; Zukunft f;… ilerisi (das) Kommende, die Folgen pl; (das) Weitere;-in ilerisine gitmek gründlich prüfen (A), einer Sache (D) auf den Grund gehen2. adj weiter vor, weiter vorne; Vor-, vorderst-; vorgeschoben (Linie); früher; fortschrittlich;ileri yaş vorgerückte(s) Alter3. int vorwärts!4. adv nach vorn, weiter vor;ileri geçmek vorwärts kommen (im Beruf); (-i jemanden) überholen, überflügeln;-den ileri gelmek herrühren (von D), entstehen (aus D), fam kommen (von D); vorangehen; vorankommen (im Beruf);ileri geri etmek sich in die Haare geraten;ileri geri konuşmak einfach so daherreden;ileri geri söz unbedachte Worte n/pl;ileri görüşlü weit vorausschauend;-i ileri götürmek zu weit treiben (A);-i ileri sürmek besonders Presse meinen; sagen, betonen; Argumente vorbringen, anführen; Gedanken ausdrücken; Ansicht vertreten; Vorschlag machen -
2 ileri
1) ( geri karşıtı)\ilerimizde ağaçları gördük wir sahen die Bäume vor uns2) daha \ileri gidelim mi? sollen wir noch weiter gehen?II adj1) ( önde bulunan) vordere(r, s)2) ( saat)saat beş dakika \ileridir die Uhr geht fünf Minuten vor3) ( önceki) vorherige(r, s)4) ( fig) fortschrittlich, progressiv\ileri teknoloji fortschrittliche Technologie5) ( yaş) hoch, vorgerückt\ileri yaş hohes Alter\ileri yaşta ( olmak) in hohem [o vorgerücktem] Alter (sein)1) vorwärtsbir şeyden \ileri gelmek von etw herrühren2) \ileri sürmek vorschieben; ( bir savı) aufstellen; ( bir düşünceyi) äußern, zur Sprache bringen, vorbringenyorgun olduğunu \ileri sürdü er gab vor, müde zu seinIV interj\ileri! vorwärts!
См. также в других словарях:
ileri sürmek — 1) öne doğru yürütmek 2) bir düşünceyi veya tasarıyı önermek, serdetmek Garajdan tiyatro, gaz sandığından koltuk fikrini de zamanında ileri süren o olmuştu. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
ileri — is. 1) Herhangi bir şeye göre daha ötede olan yer, geri karşıtı 2) Bir şeyin ulaşılacak yönü Yolun ilerisi düz. 3) Henüz gelmemiş zaman, gelecek, sonra 4) sf. Önde bulunan İleri karakol. İleri hat. 5) sf. Doğrusundan daha çok gösteren (saat) Saat … Çağatay Osmanlı Sözlük
sürmek — i, e, er 1) Yönetip yürütmek, sevk etmek 2) Devam etmek Yenilenmesine karar verilen Meclisin yetkileri, yeni Meclisin seçilmesine kadar sürer. Anayasa 3) Önüne katıp götürmek Koyunları sürmek. 4) Uzatmak, ileri doğru itmek Kahveyi ısıtıyor, suyu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ileri uç oyuncusu — is., sp. Futbolda görevi karşı tarafa top sürmek ve gol atmak olan ileri uçtaki oyuncu, akıncı, muhacim, forvet … Çağatay Osmanlı Sözlük
öne sürmek — 1) birini ilk önce harekete geçmesi için önermek 2) ileri sürmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
dermeyan etmek — ileri sürmek; öne sürmek; ortaya koymak; anlatmak … Hukuk Sözlüğü
serdetmek — ileri sürmek; öne sürmek; ortaya çıkmak; belirtmek … Hukuk Sözlüğü
ozıtmak — ileri sürmek I, 155 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
koşmak — 1. nsz, ar 1) Adım atışlarını artırarak ileri doğru hızla gitmek Biriyle kavga ederken kızışacak olursa hızlı koşmak için pabuçlarını eline alan sokak çocukları gibi... R. N. Güntekin 2) Bir yere ivedilikle gitmek Pencerede dolaşan gölgelerden… … Çağatay Osmanlı Sözlük
SEVK — Önüne katıp sürmek, ileri sürmek. Yollamak, göndermek. * Neticeye bağlamak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
bodoslamak — i, argo İleri sürmek, dayatmak Elçiler durur mu, onlar da boyuna kendi devletlerinin isteklerini bodoslamaktadırlar. S. Birsel … Çağatay Osmanlı Sözlük